Merkezi Şam yönetiminin Süveyda, Haseki ve Rakka’da seçimleri ertelemesi başta Kürtler olmak üzere ülkedeki etnik grupların tepkisini çekti. Kuzeydoğu Suriye’deki defacto özerk yönetim, Şam’ın bu adımını “Suriye devriminin amaçlarını boşa çıkaran girişimler” olarak değerlendirerek, Birleşmiş Milletler ve uluslararası topluma gerçekleşecek seçimleri “tanımama” çağrısı yaptı. Açıklamada, “Suriye’nin birleşik yapısının ve halkının bir parçası olarak, kurbanların ve tüm bileşenlerin meşru haklarını yok sayan kararları kabul etmiyoruz” denildi.
Suriye’nin güneyindeki Süveyda ilindeki Dürzi silahlı gruplar ise yerel yönetim ilanından sonra, “Ulusal Muhafız Kuvvetleri” adı altında birleşeceklerini duyurdu.
Şam yönetiminin Paris görüşmelerinden çekilmesi sonrası merkezi yönetim ile Kuzeydoğu Suriye yönetimleri arasında görüşmelerin kesilmesi ve sonrasında askıya alınması ile taraflar arasında yaşanan gerginlik karşılıklı suçlamalarla devam ediyor. Şam yönetiminin son olarak Eylül ayında yapılacak genel seçimlerde üç merkezi dışlaması tepkiyi arttırdı.
Kuzeydoğu Suriye Yönetimi konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Suriye Geçiş Hükümeti’nin Eylül ayında yapmayı planladığı parlamento seçimleri ve “güvenlik nedeniyle bazı vilayetlerde seçim yapılamayacağı” yönündeki kararına dikkat çekti. Açıklamada, seçimlerin “demokratik olmaktan uzak ve halkın iradesini dışlayan bir formalite” olduğu vurgulandı.
“Suriye devriminin amaçlarına aykırıdır”
Esad rejiminin çöküşünden bu yana atılan adımların Suriye devriminin amaçlarına aykırı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Esad rejiminin çöküşünden bu yana atılan tüm adımlar – Ulusal Diyalog Konferansı, geçici hükümetin kurulması, anayasanın ilanı ve bugün parlamento seçimlerinin duyurulması – Suriye devriminin amaçlarına aykırı olmuştur. Çünkü bu adımlar, Suriye’deki tüm bileşenlerin adalet, demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerini içermemektedir. Suriyeliler, gerçek yurttaşlık haklarına ulaşmak; özellikle de adil ve özgür seçimlerde aday olma, çalışma ve oy kullanma hakkını elde etmek için canlarını feda ettiler.”
“Suriyelilerin yaklaşık yarısını dışlıyor”
Seçimlerin demokratik niteliğinin bulunmadığı ve halkın iradesini yansıtmadığı vurgulanan açıklamada, “Ne yazık ki bugün bir kez daha tarihin tekerrür ettiğini görüyoruz” denildi. Açıklamaya şöyle devam edildi:
“Bu seçimler ne demokratiktir ne de Suriye halkının iradesini yansıtmaktadır. Aksine, son 52 yıldır Baas iktidarı altında süren marjinalleştirme ve dışlama politikalarının devamından başka bir anlam taşımamaktadır. Bugün ‘seçim’ adı altında gündeme getirilen süreç, Suriyelilerin yaklaşık yarısını dışlamaktadır. Bu durum, seçim denilen şeyin yalnızca bir formalite olduğunu ve Suriyelilerin ihtiyaç duyduğu kapsamlı siyasi çözüme hizmet etmediğini açıkça göstermektedir.”
“Aksine bölge daha güvenlidir”
Şam’ın, seçim ertelemesi gerekçesinde “Bölgenin güvensiz olduğu” iddiasının gerçeği yansıtmadığı ifade edilirken, “5 milyondan fazla Suriyelinin inkârını meşrulaştırmak amacıyla bölgelerimizin ‘güvensiz’ olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Aksine, Kuzey ve Doğu Suriye, ülkenin diğer bölgelerine kıyasla daha güvenlidir” denildi.
BM ve uluslararası topluma çağrı: Seçimleri tanımayın
Kuzeydoğu Suriye yönetimi açıklamasında, tekçi zihniyetle alınacak hiçbir kararın kabul dilmeyeceği vurguladı ve uluslararası topluma şu çağrıda bulunuldu:
“Suriye’nin birleşik yapısının ve halkının bir parçası olarak, kurbanların ve tüm bileşenlerin meşru haklarını yok sayan kararları kabul etmiyoruz. Uluslararası topluma ve Birleşmiş Milletler’e çağrımız nettir: 2254 sayılı kararla açıkça çelişen bu seçimleri tanımayın.”
“Ademi-merkeziyetçi bir yapı, ancak herkesin katılımıyla inşa edilebilir”
Açıklamanın devamında, Suriye’de çözümün eski politikaların tekrarıyla değil, tüm Suriyelilerin özgür iradeleriyle katılım sağlayabileceği kapsamlı bir siyasi süreçle mümkün olabileceği ifade edilerek, “Suriye’de demokratik, çoğulcu ve ademi-merkeziyetçi bir yapı, ancak herkesin katılımıyla inşa edilebilir. Hakların güvence altına alındığı, barış ve istikrar perspektiflerinin açıldığı bir ülke ancak bu şekilde mümkün olacaktır” denildi.
Süveyda’da ordulaşma
Kısa süre önce Şam güçleri ile Dürzi silahlı grupları arasında büyük çatışmaların yaşandığı Süveyda bölgesinde Dürzi yerel öz savunma güçleri, “Pesdarên Nîştimanî” (Ulusal Muhafızları) adıyla yeni bir askeri ordu kurduklarını duyurdu. Açıklamada, binlerce gencin El-Ereb Dağı’ndan bu oluşuma katıldığı belirtildi.
Yapılan açıklamada, bu askeri oluşumun amacının son yıllarda bölgeye saldırılar düzenleyen “cihatçı-selefi gruplara” karşı Süveyda’da askeri ve savunma çabalarını birleştirmek olduğu belirtildi. Açıklamayı imzalayan 30 yerel grup, Dürzi mezhebinin ruhani liderliğinin kararlarına bağlı olduklarını ve bu oluşumun Hikmet El-Hicri’nin öncülüğünde tek bir çatı altında birleştiğini duyurdu. Yeni silahlı gücün, Dürzilerin resmi askeri ordusu olarak bölgeyi koruma görevini üstleneceği vurgulandı.
Bölgede kurulan orduya katılan Dürzi silahlı grupların adları şöyle açıklandı:
Dağ Oğulları Topluluğu, Dağ Fazza Gençliği, Dağ Tugayları, Terörle Mücadele Güçleri, Şeyh el-Karama Güçleri, Yüce Güçler, Yerel Güçler, Tod el-Cebel Güçleri, Kaherun Güçleri, Areen el-Cebel Güçleri ve Hamza Şövalyeleri Güçleri, Güney Güneş Kuvvetleri, Ziyab Hamza Kuvvetleri, El Fahd Kuvvetleri, Hamat Al-Thughor, Sultan Kuvvetleri, Saif Al-Haq Kuvvetleri, Fza’at Al-Ghayari, Fza’at Al-Nashama, Lajat Kalkan Kuvvetleri, tüm kadrolarıyla As-Suwayda Operasyonları, Khayal Grubu, Birq Al-Ra’ad – Ta’ara, Jabal Shield Forces, Zain Al-Din, Birq Faza’at – Maf’ala, Khawal Al-Jabal, Dürzi Koruma Birimleri, Al-Asayel Kuvvetleri ve Üniteryenlerin Ordusu.
