Alerjisi olanlara ‘polen’ uyarısı: Çiçekli alanda bulunmayın pencere açmayın

Havaların ısınması ile doğada polen miktarı artarken, alerjik hastalıklar da kendini göstermeye başladı. Bahar aylarında sıkça görülen hapşırık, burun akıntısı ve nefes darlığı gibi şikayetler, alerjisi olan kişilerde yaşam kalitesini düşürebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, havaların ısınmasıyla bahar alerjisi şikayetlerinin artış gösterdiğini belirterek, polen yoğunluğunun önümüzdeki dönemlerde daha da artacağını söyledi. Alerjik hastalıkların da tedavi edilebileceğini vurgulayarak uyarılarda bulunan Özlü, “Havalar ısındı, ağaçlar çiçeklenmeye ve tomurcuklanmaya başladı. Bu güzel havalar alerjiyi de beraberinde getiriyor. Pek çok kişide mevsimsel dediğimiz bahar alerjisi durum var. Bu çoğu zaman polenlere bağlıdır. Polenlerin yoğun olarak ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde polen yoğunluğu daha da artacak. Hastalarımızda hapşırık, burun akıntısı, kaşıntısı ve tıkanması, geniz akıntısı, boğazda gıcıklanma, gözlerde sulanma, nefes darlığı hırıltılı solunum şikayetleri ortaya çıkıyor” dedi.

‘ALERJİK HASTALIKLARIN TEDAVİSİ VAR’

Alerjisi olanlar için bahar aylarının kabusa dönüştüğünü kaydeden Özlü, polenlerden korunmanın etkili yollarına değinerek, “Hastalarımız için bahar ayları kabus haline geliyor. Polenlerin uçuştuğu sabah saatlerinde çiçekli alanlarda çok bulunmamalarını, evde o saatlerde pencereleri açık bırakmamalarını tavsiye ediyoruz. Bu tür alerjik hastalıkların tabii ki tedavisi var. Mevsimsel artışı her sene yaşayan hastalarımız bu dönem öncesinde hekimlerine başvurmaları ve tedavilerini yeni duruma göre ayarlatmalarında fayda var. Alerjisi olan hastalar da baharı, bahar gibi yaşayabilirler” diye konuştu.

Related Posts

Yeşil çay Alzheimer’a umut oldu

Araştırmacılar yeşil çayda bulunan güçlü bir antioksidanın beyindeki zararlı protein birikimlerini ortadan kaldırabileceğini keşfetti.

Kasaptan alınıyor, damarları anında açıyor! Kilosu 300 liraya satılıyor

Uzmanlara göre ölçülü tüketildiğinde damar sağlığını koruyor, kan akışını hızlandırıyor ve kalbi güçlendiriyor… Kasaptan alınıyor, kilosu 300 liraya satılıyor.

Probiyotik mi, prebiyotik mi, postbiyotik mi? Hangisi ne işe yarar?

Probiyotik deyince akla yoğurt geliyor ama doğru bakteri olmadan yoğurt sadece yoğurttur. İçeriğini bilmeden içilen “probiyotik” işe yaramaz, zarar bile verebilir. Prebiyotik bakterileri besler, probiyotik canlı bakteri içerir, postbiyotik ise bakterinin arkasında bıraktığı faydalı ürünlerdir. Doğru olanı, doğru zamanda almak şart.

Çocuklar ayıla bayıla yiyor meğer büyük tehlikeymiş

Uzmanlar, çocukların çok sevdiği bu renkli atıştırmalığın yüksek şeker ve katkı maddeleriyle ciddi sağlık riskleri taşıdığı konusunda uyarıyor.

İnce bağırsakta bakteri üremesi: SIBO!

Karnınızda su kabarcığı gibi sesler mi var? Sürekli gaz, şişkinlik, ishal-kabız döngüsü, mide yanması ve “sanki taş oturmuş gibi” bir his mi yaşıyorsunuz? Sorun kalın bağırsakta değil, ince bağırsakta bakteri üremesi olabilir. SIBO adı verilen bu tablo, yıllarca fark edilmeden ilerleyebiliyor. Şişkinlikten depresyona, sivilceden yorgunluğa kadar çok sayıda belirtiye neden olan bu sessiz düşman testle teşhis edilebiliyor.

Hastanede ‘Yeşil reçete’ skandalı! E-İmza vurgunu

Kırıkkale’deki bir kamu hastanesinde görev yapan M.T.C., 4 farklı doktora ait sistem hesaplarını kullanarak 8 kişiye toplam 37 kutu yeşil reçeteli sentetik hap yazdı. Evinde uyuşturucu da ele geçirilen şüpheli gözaltına alındı.

vozolcenter.com